
Yaşlı adam, boğazını temizledi ve bastonuyla ilerideki ormanı gösterdi: “Oraya giden kimse geri dönemedi.” Genç kız etkilenmemişti. “Henüz” dedi, gözlerini ormandan ayırmadan. Bu cevabı beklemeyen ihtiyar endişelenmeye başlıyordu: “Yıllardır oraya gidip de dönen olmadı kızım.” Kız gülümsedi: “O zaman belki orası buradan daha iyi bir yerdir.” Ormana doğru yürümeye başladı.
resim: April Killingsworth
Dürüstlüğün en sevdiğim erdem olduğunu söyleyebilirim. Ya da en sevdiğim erdemlerden biri diyeyim zira diğerleri şu an aklıma gelmiyor. Dürüstlük bir cesaret eylemidir. Tabii cesaret kelimesini burada hangi anlamda kullandığımı da belirtmem lazım. Fikirlerine pek katılmadığım, hatta okurken genelde sinirlendiğim ama yine de kendimi sürekli okurken bulduğum gazeteci/yazar Peter Hitchens’ın da çok güzel bir şekilde hatırlattığı gibi, gerçek -ve değerli- cesaret korkusuzluk değildir. Korkuyor olmanıza rağmen, doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapmak için bir adım atabilmenizdir. Dürüstlük de böyle bir şey.
Bunu Kurgu kategorisine eklemeyi uygun gördüm. %100 dürüstlükten bahsediyorsak kendisini kurgu dışında bir yerlerde görmemizin imkansıza yakın olduğunu da kabul etmemiz lazım. Mutlak gerçeğin kendine ancak kurguda yer bulabilmesi düşündürücü değil mi?
Başlıyorum…
Bazen hepimizin yardıma ihtiyacı olmaz mı?
Not: Kurgu ve metin bana aittir. Görüntüleri farklı videolardan çaldım…Evet, “ç” parantez içinde değil.
Dedektif, odaya adımını attığında, yirmi iki yıllık meslek hayatında eşine rastlamadığı türden bir manzarayla karşılaştı. Duyduğu dehşeti bu zamana kadar üretilmiş kelimelerle ifade etmeye çalışmak zaman kaybından başka bir şey olmazdı. Suratında acı bir ifade belirdi. Usulca eldivenlerini taktı. Annesinin varmasına tam beş saat kalmıştı ve şimdi vakit temizlik vaktiydi.
resim: wildavis.org
Birden önlerine soluk soluğa kalmış, kan ter içinde bir adam çıktı. Endişeli görünüyordu: “Buralardan oldukça yaşlı, kırmızı çantalı, sendeleyen bir teyze geçti mi?” Geçmişti. Bir insana yardım ediyor olmanın getirdiği eşsiz mutlulukla gülümseyip, karşıdaki ıssız sokağı gösterdiler. Adam gülümsedi. Teşekkür etti, ve cebinden kocaman bir ekmek bıçağı çıkartıp sokağa yöneldi.
resim:wildavis.org